Faizle imtihanımızın ne kadar farkındayız?

0

Faizsiz finans ve bankacılıkla ilgili internet sitesi “Faizsizfinans.net” çalışmasını öğrendiğimde fevkalade memnun oldum. Zaten, siteyi hazırlayan arkadaşlarımız, Katılım Bankacılığının ülkemizde faaliyete başlamasından bu yana yayımladıkları çeşitli dergilerle sektörün tanınmasına önemli ölçüde destek vermişlerdi. Sektörün tanınması, büyümesi, ve gelişmesine dair farklı projeleri vardı. İşte onlardan birini daha hayata geçirdiler ve sektöre odaklanan “FaizsizFinans.net” İnternet Sitesi oluşturdular. Tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum, hayırlara vesile olur İnşa-Allah. Sektöre yıllarca emek vermiş bir profesyonel olarak şahit olduklarımı, sektörün gelişmesi için yapılanları, yapılabilecekleri sektörle ilgili algıları ve gerçekleri burada paylaşmaya çalışacağım. Bu ilk yazımda, sektörün oluşmasına vesile olan islami referanslara döneceğim ve bu konunun ne kadar farkında olduğumuzu birlikte düşünmeye davet edeceğim.

Peygamberimiz (SAV) veda hutbesinde bize “Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allahın kitabı Kur an-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir” diye seslenmektedir. O halde Kur’an ayetlerine ve hadislere bakarak hayatımızın her aşamasını paraya dokunan konular dahil yeniden dizayn etmemizde fayda var. Kur’anı Kerim’de(DİB-541) Allah(cc) aşağıdaki ayetlerle bizi faize karşı uyarmaktadır.

İnsanların malları artsın diye faizle her ne verirseniz, Allah katında artmaz. Ama, Allah’ın hoşnutluğunu isteyerek her ne zekat verirseniz, işte bunu yapanlar sevaplarını kat kat arttıranlardır. (Rum, 30/39).

Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah’a karşı gelmekten  sakının ki kurtuluşa eresiniz. (Âl-i İmran 3/130)

Kendilerine yasaklanmış olduğu halde faiz almaları, insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle önceden kendilerine helal kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara haram kıldık. İçlerinden inkar edenlere de acı bir azap hazırladık (Nisa 4/161).

Faiz yiyenler ancak şeytan çarpmış kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, “Alışveriş de faiz gibidir.” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allaha kalmıştır.(Allah, onu affeder). Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedi kalacaklardır. Allah, faiz malını mahveder, sadakaları ise artırır. (bereketlendirir) Allah, hiçbir günahkâr nankörü sevmez. (Bakara 2/275-276).

Ey iman edenler, Allah’a karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten iman etmiş kimselerseniz, faizden geriye kalanı bırakın. Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Resulüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık etmiş olursunuz, ne de başkaları size haksızlık etmiş olur. (Bakara 2/278-279).

Yine Rasulullah (SAV)’de birçok hadisi şerifi ile ümmetini faize karşı uyarmaktadır. Bu hadisi şeriflerden  sadece aşağıdaki üç tanesine göz atmamız konunun anlaşılmasına kafidir.

İbn Mes’ud şöyle bir rivayet nakletmektedir: “Hz. Peygamber ribâyı (fâizi) yiyene de, yedirene de lânet etti” (Müslim, ts.: Müsâkât 25; Ebu Dâvud,ts.: Büyû 4; Tirmizî, 2001: Büyû 2; İbn Mâce, ts.: Ticârât 58).

Ebu Hüreyre’in naklettiği diğer bir rivayet ise şöyledir: “Hz. Peygamber buyurdu ki: “İnsanlar öyle bir devre ulaşacak ki, o zamanda faiz yemeyen kalmayacak. Öyle ki,(doğrudan) yemeyene buharı ( veya tozu)ulaşacak” (Ebu Dâvud, ts.: Büyû 3; Nesâî, 1986: Büyû 2;İbn Mâce, ts.: Ticârât 58).

Hz. Peygamber: “Faiz mahvedici yedi günahtan biridir.” buyurmuştur. Burada faiz şirk, sihir, katillik, yetim malı yeme, savaştan kaçma ve iffetli kadınlara iftira etme suçuyla bir tutulmuştur (Buharî, 1993: Vesaya 23; Müslim, ts.: Hacc 144).

Kur’an ve sünnet’teki durumu yukarıda özetlemeye çalıştım. Şimdi de ülkemizdeki duruma bir göz atalım. Diyanet işleri Başkanlığı’nca TÜİK’e yaptırılan, 2013 yılı verilerine göre ülke genelinde, 37.624 hane üzerinde yaptığı Türkiye’de Dini Hayat Araştırması’na göre;

  • Ülkemizde yaşayan kişilerin %99,2’si İslam dinine mensup olduğunu belirtmektedir
  • «Kur’an’da anlatılanların hepsi doğru ve gerçek olup bütün zamanlarda geçerlidir» diyenlerin oranı %96,5’tir
  • Hayatını hemen her zaman dinin emirlerine göre şekillendirdiğini belirtenlerin oranı %64,9, ara sıra dinin emirlerine göre şekillendirdiğini söyleyenlerin oranı %28,3’tür
  • Her zaman namaz kılanların oranı %42, hiç kılmayanların oranı %16.6, yani ara sıra da olsa namaz kılma oranı %83.1,
  • Her zaman Cuma namazı kılanların oranı %57.4, hiçbir zaman kılmayan %7.2, ara sıra da olsa Cuma kılanlarla birlikte oran %92.8 oluyor.

Görüldüğü gibi dindar bir toplumuz. Ancak, böylesi dindar bir toplumun yaşadığı ülkemizde katılım bankacılığının sektörden aldıkları payı %5. Bu işte bir terslik var, bu nasıl olur, Allah(cc) böylesi dindar bir toplumu faizle mi imtihan ediyor ?

Ayet-i kerimeleri ve hadis-i şeriflerde faiz’le ilgili çok ağır ifade ve ibareler var. Hatta, “Allah ve Rasulüne savaş açtığınızı bilin” ifadesine, namaz, oruç, hac, zekat gibi yaygın olarak yaşamaya çalıştığımız farz ibadetler dahil başkaca bir konuda rastlamadım. Bu çok ciddi bir tehdittir. Bu tehdit karşısında uykularımızın kaçması gerekir. Gerçekten uykularımız kaçıyor mu?

Faiz’le Allah (CC) ve Rasulüne (SAV) savaş ilan eden birinin kazanma şansı var mı? Toptan silkinip kendimize gelmemizde ve faize dair bir farkındalık/çözüm oluşturmamızda fayda var. Kimin işi, tabi ki hepimizin, diyanetin, siyasetin, hükümetin, bankaların, şirketlerin, katılım bankacılığı sektörünün, bireyler olarak hepimizin. Devam edeceğiz inşa-Allah. Selam ve dua ile.

Habere Yorum Yapın